29 Haziran 2012 Cuma

Arda doğum günü şenlikleri ve beceriksiz bir kulun DIY macerası

2 parti, 3 pasta kesimi ile 4. yaş kutlamalarını atlattık. Bir parti okulda, bir parti İncek'te açık havada yapıldı. 3. pasta kesimi ise aile ile Tadım'da yemek üstü gerçekleştirildi.

İncek'teki parti için ilk defa süslemeli, hediyeli (gelen çocuklara) ve davetiyeli bir şey yapayım dedim. Daha önceki doğumgünlerinde hiç böyle etrafta, bloglarda gördüğüm gibi "konsept" usulü bişey yapmamıştım. Valla meşakkatli işmiş. Hele benim gibi düğmesini dikemeyen, eli iş tutmayan biri için yardımsız olacak iş değilmiş. Ama insanın grafiker arkadaşı olunca davetiyeyi onun üstüne atmak, becerikli arkadaşı olunca fikirleri ve bazı kesme biçme işlerini de onun üstüne atmak gayet kolaymış! Heheh!

Universite arkadaşım, canım "Dida" yani Didem'ciğim davetiyemizi yaptı, Davetiye üzerindeki şaşkın dinozoru çok beğenince Banu ile onun üzerinden gitme kararı aldık. Sağolsun Banu banner-topper filan gibi benim "hö?" diye anlam veremeyeceğim şeyleri yapabileceğini söyledi. Didem'den dinozorun vertikalini istememi söyledi. Ben yine "hö?" dedim ama fazla uzatmadan aynısını söylemeye gayret ederek, Didem'e bunu ilettim. Vertikal denen şey gelir gelmez, Banu banner ve topper (iyiki doğdun bayrağı ve yemeklere saplanan çubuk üstü resimler diyelim benim gibi "hö?" diyenler için) ları üretti, bana da Office 1 Super Store da bastırması kaldı. Bir de yine Office1 S.Store da gelen bebelere vermek üzere bizim şaşkoloz dinozordan t-shirt yaptırdım. (Bu fikri de Banu ve ekürisinin düzenlediği ve Aylin'in de doğum günü bebesi olarak içinde bulunduğu toplu doğumgünü partisinden arakladım!) Hatta öyle bir arakladım ki aynı ordaki gibi paket ettim, sepete koydum! Naapalım insanda hayal gücü olmayınca ister istemez inanılmaz bir arak gücü oluyor! Hatta bu hazırlık aşamasında Banu'yu 1550 kez arayıp, paket kağıdından, bağlayacak ipe, bannerları nasıl bağlayacağımdan, daha aklıma gelmeyen zibilyon tane soruyu sormak üzere kendisini bayılttım. Olaylara yabancılığımı şu şekil özetlemeliyim: 12-13 tane t-shirt paket edilecek, paketler şeker gibi 2 taraflı bağlanacak, bannerın üçgenleri birleştirilecek ve yanlardan uzun ipler bırakılacak ki orada 2 direk arasına bağlansın...Office1 SS. dan çıkarken rafya kağıdı alayım dedim. Bir paket yeşil rafya buldum, üzerinde 10m. yazıyor. "Ohooo dedim, 10 METRE!!" 1 paket aldım eve geldim. Gece başladım, kesmeye, biçmeye, bağlamaya, daha 6. hediye paketinde rafya bitti! Yani işte bu kadar benim DIY olayım...

Yine de kendime haksızlık etmeyeyim, üstü makaron dolu pasta fikrim acayip prim yaptı, hem bebeler hem yetişkinler bayıldı..Gerçekten çok şirin oldu ve cüceler korkunç şeker hamurunu yutmamış oldular..Ayrıca bir tüyo; şeker hamuru acayip ağır çekiyor, tartı da fiyata yansıyor bittabii...Nasıl, beceriksizim ama arada bi parlak fikirler çıkarıyorum dimi? :)

Neyse çok keyifli bir parti oldu. Mekanın elverişliliği ile cüceler inanılmaz eğlendi, çimlerde koşturdu, havuzda coştu. Bizlerde keyiflendik, minderlerde yayıldık, çocuklar kendi kendine takılınca da rahat ettik. Çocukları havuzdan toplamak biraz zor oldu tabii..Hatta pasta kesiminde kimisi hala havuzdaydı, kimisi mayosuyla koşarak son anda yetişti...Mekanda akşam bir de sünnet düğünü varmış. Saat 16:00 dan itibaren "hadi toparlanın" sinyalleri almaya başlasak da çıkmamız 18:00 i buldu. Tabii yönetime hatrımız geçtiği için bu kadar gevşek olabildik!


Neyse foto koyalım ve bu ilk "konsept" partimiz ölümsüzleşsin! (Bu konsept lafına da ne gıcığım anlatamam!!)



İşte Dida'nın davetiyesi! Uzaylı Arda bu resimde tam 6 aylık!!

BANNER !!

TOPPER!!!

Hediyeler paket paket!!

Fırtına öncesi sessizlik :)


Kimisi mayo ve bornozla katıldı pasta kesimine :)

PUUUFFFF!!!!!!

Mina ciklet dağıtıyor, Kuzen Doruk'un üzerinde hediye t-shirt görilmekte ;)

Veeee final fotosu!!! 2 çiroz havuz yolunda!! :)))

Elbette daha bi dolu harika foto var, ama hemen hemen hepsinde cıbıl cüce dolu olduğu için yayınlayamıyorum..Okul partisini yazmaya ve foto yüklemeye de mecalim kalmadı, o da başka bahara...

15 Haziran 2012 Cuma

1 numara 4 yaşında!

Arda bugün 4 yaşında...

13 Haziran 2012 Çarşamba

Dır dır da dır dırrr

Çok fena bir dır dır yazısı olacak, kafası almayan okumasın..

Çok pis bi haleti ruhiye içerisindeyim, kocam dışında kimseye dırdırlanamıyorum, o da beni afaroz edecek yakında, bari dedim buraya kusayım içimdekileri!

- En nefret ettiğim havalar başladı! Sıcaktan nefret ediyorum kardeşim, nefret! Hayati fonksiyonlarım yavaşlıyor, beynim çalışmıyor, nefesim tıkanıyor, gözlerimden şimşek fırlıyor! Bugün 35 dereceymiş, peki 15 temmuz-15 agustos arası ne halt edicez o zaman? Sıcak dediğin şey tembelleştirir, üretkenliği durdurur, kakalakları yeryüzüne çıkarır, bakteri-mikrop gibi her türlü pisliğin kolayca üremesini sağlar dolayısıyle diyare yapar! Hem sıcak ve yaz mevsimi öğrenciyken güzeldi. 3 ay denize giremiyorsan, dötü yayamıyorsan, ev-iş-çoluk çombalak diye hantır hantır koşturuyorsan ne güzelliği olabilir ki? 38 yaşında çalışan biri için yaz demek İyot kokusu yerine milletin ter kokusunu çekmek demek, başkada bişi diğil!

-Bel fıtığım azdı gene! Dragon bot yarışlarında kürek çekerken fazla abanmışım sanırım! Bu sıcakta bir korse eksikti yani!! Pazar günü ilk voltaren-muscoril kokteylini abiciğimin nazik ellerinden yememle başlayan iğne günlüğüm kevgire dönmüş dötümün sızlamaları eşliğinde heyecanla sürüyor. Hem zaten öğle tatillerinde yapacak şey bulamıyordum, iyi oldu sağlık ocağına git, iğne yaptır,işe dön derken cırt diye bitiveriyor öğle teneffüsüm! Yatmadan geçmeyecek olan bu mereti ofiste surekli oturmak, eve dönünce çocuklarla türlü şekle girmek ve beşiğe eğilmek sureti ile iyice yağlıyorum ballıyorum, artık kaç haftaya biter bu sızı bilemem...Feci canım sıkkın ama!

-Arda'nın doğum günü geliyor, ilk defa heves ettim şööyle arkadaşlı, konseptli bi doğum günü yapayım diye ama hem beceriksizlikten elimden bişi gelmiyor hem de iş yerimdeki yoğunluktan 2 organizasyon telefonu bile edemiyorum..Kaldı 3-4 gün daha elde bi nane yok!!

-Ayaklarımdaki egzama geri geliyor ve bu haksızlık..Ben 2 ayda bir kortizon iğnesi yemek (kevgire bir delik daha!), ayaklarıma sürekli kortizonlu kremler sürüp istediğim ayakkabıları giyememek ve hadi hepsini geçtim kuduz köpek gibi kaşınmak zorunda mıyım? Efendim nedeni belli değilmiş, sürekli tedavisi yokmuş, olabilirmiş, yıllarca bu döngüyü yaşayabilirmişim vırt zırt...Koskoca tıp dünyası bi kıytırık egzamaya mı çare bulamamış yani?? Peeh!

-Sosyal medyadaki tüm havuz sefası, plaj şemsiyesi, kızgın kumlar ve dibi görünen deniz fotolarına kılım! Hele tekne fotoları, cennet koy görüntüleri filan...Açmayayım bayramlık ağzımı...Ne çabuk başladı millet tatile yahu?   Daha biz kışlıkları kaldırmadık be..??

-Bir de şunu belirtmeliyim (sıcaklara dair son dırdırım olsun) en kıl olduğum güruh ise şu caanım serin havalarda, bahar yağmurlarında sürekli "ay bıktım kıştan, ne gelmez yazmış, ay totom dondu, hava ısınsın!" diye bıkbıklanırken daha ilk günden "ay piştim, ay çok sıcak, aman hiç esmiyor, vay bittik" diye vıkvıklanan güruhtur. Yahu nisanda mayısta hava eser ve serin olur ve yağmur yağar a akıllarını sevdiklerim!! Bilemediniz güzelim baharın kıymetini, pişin işte şimdi!

-Neyse sanırım bu kadarmış..Bu maddeye gelince durdum bir an...Sonuç olarak derhal iyileşmek istiyorum ve güneyliler gibi "yazın yaylak kışın kışlak" mıydı neydi o şekil yaşamak istiyorum. Misal yazları norveçe, finlandiyaya filan göçsek..Yaa bi de biz terasta oturuyoruz iyi mi?? Fırın, bildiğin fırın!!! Bak aynı mevzuya dönüyorum...İmdaaat!!!

Bu saçma post burda bitsin!!

7 Haziran 2012 Perşembe

2 bebeli olmak..

..bazen küçüğe yumulmuş sevip öperken, sevgi sözcükleri birbirini kovalarken; "bitanem" deyince, aniden kendine gelerek "ikinci tanem" diye düzeltmektir...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...