26 Eylül 2012 Çarşamba

Bir Totiler geçti "Bordlum" dan sanki..

Tatildeyken,

"Biz" e bakan,
"Biz" i seyreden,
"Biz" i duyan...

...Yaşlı teyzelerin: "Biz de çocuk büyüttük, hiç de böyle ağlatmadık!" diye burun kıvırdığını,
... Ecnebilerin: "Oh lala!! Das Turkische, what a noisy people!!" diye tenkit ettiğini,
...Tek çocukluların: "Ayol bebek kum yiyor anası iplemiyor, sidikli kedilerle altalta üstüste boğuşuyor anası fotoğraf çekecem diye koşturuyor, pesss!" diye dedikodu yaptığını,
...Komşu evlerdeki ahalinin: "Kaç gün daha burdalarmış?" diye soruşturduğunu ve bilumum "Kulak tıkaçlarımı getir hanım!" nidalarını...

ara ara duyar gibi oldum sanki...















5 Eylül 2012 Çarşamba

Yeni kayıt butonu paslanmış vallahi!

"Yeni kayıt" a basmayalı 1,5 ay olmuş.
Şenay'ın ofis mailime attığı; "Nen var kuzum?" mesajı ile irkildim ve kendime geldim..
Bu, kısa bir "durum bildirir post" olsun, blogun üzerindeki tozu, rehaveti atalım..gerisi gelir..

Feci bir dönem geçti. Millet Ağustos ayında ya tatil yapar yada ofiste iş az diye küfeyi devirir, soliter oynar dimi? Yok, bizim orada iş güç pek bereketliydi. Bazen kafa kaşımaya bazen çişe gitmeye vakit bulamıyacak cinsten. Ev zaten her daim aksiyon dolu, geceleri el ayak çekilince boş boş feysbuka bakmaktan başka internette pek bir varlık gösteremedim. Yazmadıkça da yazmayası geliyor insanın..Yazmadıça da okumayası..Takip listemi de boşladım yani, kimseciklerden haberim yok..
Bir ara da Arda ile zorlandık..Kıskançlık, büyüme atağı, kişilik gelişimi/bunalımı, erken bluğ, Z kuşağı çocukları kafası, artık ne haltsa o, bitirdi bizi..İşte o dönem çok içimden geldi yeni kayıt açıp "Beceremedim ulan ben bu iki bebe işini, yapamıyorum hülean, Arda'ya bağırdım, çok kötü hissediyorum böhühühü!" diye zırlamayı..ama boşverdim...sadece yazma isteğimi de alıp götürdüğünü hissettim..

Neler yaptık peki? Hafta içi anlattığım aksiyonda yuvarlanıp gittik, haftasonu ise İncek'teki kurtarıcı mekanımıza attık kendimizi. Akşamları yemeği de orada aradan çıkarıp 9 civarı dönüş yoluna geçtikki minnoşlar arabada sızabilsin, ana-baba eve gelince onları yataklarına şutlayabilsin ve böylece maksimum fayda ile günü kapatabilsin :)

Olimpiyatlar hayatımıza renk kattı, açılmayan tv neredeyse hiç susmadı o dönem..Şimdilerde ise hala kayıt etmiş olduğum yüzmeleri seyrediyorum döne döne, her gece çocuklar uyuduktan sonra, huşu içinde!
Arda yüzmeleri kulvar tutarak ve iddiaya girerek, atletizmi taklit ederek (koridorda start alarak koşma, ufak toplarla gülle atma vb) kule atlamayı ise şaşkınlık ve hayranlık ile seyretti..Bugünlerde halen paralimpik olimpiyatları devam ediyor, şiddetle tavsiye ederim...

Asıl havadise gelince..Bu hafta sonu beyimlen birlikte İstanbula gidiyoruz..çocuksuz, çombalaksız..Biletleri aylar önce alınmış konser için ucu ucuna program yaparken, İstanbul'da yaşayan kayınçonun "Ulan çocukları satıcaz diye bu kadar organizasyon yapıyosunuz, cumadan gelin bari!" demesiyle cuma sabahından yola çıkma ve cuma gecesini de taksim tünel hattında coşmak sureti ile değerlendirmeye karar verdik..

Aylin'le ilk defa ayrılacağız..İki çocuğu birden de ilk defa bırakacağım..Pek heyecanlıyım vede huzursuzum..Yokluğumuzda iyi olsunlar, hoş olsunlar diye 3 kişiyi angaje edeceğiz. Umarım herşey yolunda gider zira çok ihtiyacım var bu kaçamağa.

Bu arada tam postu sonlandırırken, şu an, saat 01:10 itibarı ile bir güzel havadis daha geldi: 2. kez hala oldum!! Hoşgeldin Ozan bebek!!! :)

Vee işte o konser :


Özlemişim yahu gevezelik etmeyi, yazdıkça açılıyorum bak! :)
Dönüşte cüce Totilerden detaylı havadisler ve ana-baba Totinin İstanbul günlüğü ile arayı kapatmak üzere..Ciaooo!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...