18 Temmuz 2011 Pazartesi

Hello how are youuuuu??

Güzel bir pazar geçirdik..
İncekteydik, önemli misafirlerimiz vardı..
Arda' nın sınıf arkadaşı Ekin Loya ve ailesi..
Evde en çok sözünü ettiği arkadaşı..
Şarkılarda mütemadiyen adını araya sıkıştırdığı..
"Hello how are you, hello Ekin Loya how are you, how are you todaaaay?"

Ekin Loya' nın da kardeşi oldu yeni..
Aylin' le araları 4 gün..
Adı Güneş..
Vesileyle bizim evdeki balığın da adı Güneş oldu :)

Güzel bir gün geçirdik hep beraber..
Yolda bayılttı bizi..Geldi mi? Orda mı? Gelicek mi???
"Ekin Loya'cıım, Ekin'ciiim" diye koşturdu durdu tüm gün..
Elele tutuşup dolaşmaları çok şekerdi..

Bir gün okursa burayı, ilk sınıf arkadaşı ile çekilmiş bir fotoğraf hatıra olsun istedim..
Şu harika kareyi görsün istedim..



16 Temmuz 2011 Cumartesi

Yine yokuz :(

Bu sene de yoklama veremiyoruz, üzgünüm, mazeret 1,5 aylık :)
Temsilci olarak Babun'u yolladık..
Biz seneye inşallah...

14 Temmuz 2011 Perşembe

Atem tutem ben seni..fena atarım ben seni!

Arda cücesi okulda ingilizce şarkılar öğreniyor ya, akşamları eve gelip ata tuta söylüyor onları. Tabii ne kreşte nede gittikleri devlet ilkokullarında ingilizce şarkı öğrenmemiş olan anne baba apışıp kalıyor. Ne yapıyoruz o zaman? Aynen Arda' dan duyduğumuz gibi bizde başlıyoruz şakımaya..

Zıpla do taba biii
Zıpla do taba biii
Aryu saki sambadiii
Afliiuu
Afliiuu
Afliiuu bi da baaaa!

İşte bu şarkı evimizde marş oldu. Mehmet traş olurken, ben yemek yaparken, her daim söylüyor, ailecek şakıyorduk, fakat aslı astarı nedir diye de kurdeşen döküyorduk. Sonunda öğretmeniyle konuşurken bu şekilde söyledim şarkıyı ve dedim "Kurtar bizi meraktan Selin!!!"

Şarkının gerçek sözleri deftere yazıldı, biz de bir oh dedik, üşenmedik gugılladık, yutubladık..
İşte atmasyon şarkının asıl hali..Nasıl benzetmiş ama çocuk dimi??

10 Temmuz 2011 Pazar

Rüzgar gibi geçti

Arda doğduğunda ne zaman gelecek diye gün saydığım şu meşhur 40. gün bu sefer göz açıp kapayana kadar geliverdi..Aylin kızın 40 ı çıktı bile..


Ayaklar da abiye mi benzeyecek nedir? Bununkiler de cibiş!! :)

5 Temmuz 2011 Salı

2 totili evde Arda halleri


Aylin kızın gelmesiyle en çok merak edilen şey Arda' nın tepkileri, tavırları oldu. Herkes telefonda, mailde Arda' yı soruyor..Henüz 1 aylık tecrübemle şimdilik çok sıkıntılı geçirmediğimizi söylüyorum hep. İlerde ne olur, Aylin hanım kızımız cilveler yapmaya ve seyirci çalmaya başlayınca ne haller yaşarız bilemem ama şimdilik çok dehşet durumlar yaşamadık. İlk 2 hafta biraz zordu sanki..Büyük değişime ayak uydurmak hepimiz için olduğu kadar onun için de kolay değildi. En başta sabah okula gitmek çok koydu cüceye..Neden anne, anane ve bebek evde partilerken o okula gitmek zorundaydı ki?? Ne gıcıktık biz ki onu yollayıp tüm gün zil takıp oynuyorduk!! Gitmeyecekti, işte o kadardı! Hıh!!

Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen o sabah kaosu ve Arda kapıdan "bir şekilde" çıktıktan sonra yanaklarımdan süzülen yaşlar 2. haftanın sonunda bitti..Ama bu arada itiraf ediyorum bir iki kez işe gidiyormuş gibi yaptım, gittim giyindim, bir keresinde aşağı kadar inip tekrar geri 5 kat merdiveni bile çıktım..Bilemem sayın çocuk yetiştirme otoriteleri bu yalanlarımı ne kadar tasvip ederler ama bir iki kez söylenen  "bence pembe" olan bu yalan hiçte fena olmadı...Belki içinden "enayi kadın" demiştir bizim cüce ama en azından ben o anlarda daha müsterih oldum..Şu an bal gibi biliyor evde kaldığımı, sorgulamıyor ama ilk 2 haftada ufak bir yalan yarım saat uzayacak bir krizi 5 dakikaya indirdi..işte o kadar.

Yine o ilk 2 hafta okul dönüşlerinde de ufak tefek arızalar yaşandı..Sebebini anlamadığım, anlayamadığım ağlama krizleri oldu. Bence bunda ilk günlerde evin kalabalık olmasının etkisi büyüktü. Eve dönen Toti salonda her zamankinin dışında bir kalabalık ve memeye yapışmış bir "hain kardeş" bulunca yine sabahki gibi "ben yokken bayağı bir eğlenilmiş sanırım!" psikozuna girip bir yerden bunu dışarı çıkartıyordu. El ayak çekilipte biz çekirdek aile kıvamına dönünce bence işler daha bir kabul edilir oldu ve rayına girdi.

Bir de tabii bizim ruh halimiz var..İlk haftalarda biz de (ben de demeliyim aslında) , Arda nın hareketlerini çok fazla inceler ve her tavrını kardeş sendromuna yorar olmuştum. Yuvayı günde 3 kez arayıp nasıl olduğunu sorar,  evdeki fotograflarına bakıp göz yaşartır olmuştum. Bu onun için büyük bir değişimdi ve ben onun sevgisinden çalıyor gibi hissediyordum ve feci vicdan yapıyordum ve onun için adeta üzülüyordum.
Hala daha bazen vicdan yapmakla beraber çok fazla yol katetmiş sayılırım..Benden istediği ilgiyi veremediğimde bocalıyorum, eskiden oynadığımız bir oyunu istediği anda oynayamadığımda üzülüyorum, bana "sen anne değilsin, sen babasın" ve babasına dönüp "sen annemsin" dediğinde içim eziliyor...Ama onun için üzülmüyorum artık, tersine onun için seviniyorum, abimle olan bağımızı ve geçirdiğimiz onca yılı ve anıyı düşünüp ona bir kardeş verebildiğim için seviniyorum...

Arada bir ortalıkta bulduğu emzikleri emiyor, bazen de parmak emiyor. İkisini de emiyor gibi yapıyor demek lazım zira ikisini de emmeyi bilmiyor. Parmak emme işini kuzeninde doğduklarından beri görüyor ama şimdiye kadar hiç taklit etmemişti, şimdilerde aniden kuzenini "taklit edesi" geldi, bakalım ne kadar devam ettirecek? Bir de son bir kaç gündür ağızda yemek tutma başladı ki bunun ilgi çekmek veya kardeş gelmesi ile ilgisi var mı bilmiyorum ama pek çok canımı sıkan bir hadise bu..Belki de kardeşle filan alakası yoktur, sadece bezelye, fasulye gibi hayatta ağzına koymadığı tadlarla tanışmasının bir etkisidir, zamanla kokusu çıkacaktır...

Sorumluluk vermek, görev dağılımı yapmak çok iyi geliyor: Aylin' in bezini getir, pişik kremini götür, haydi banyo yaptıralım, sen ayaklarını yıka, çoraplarını giydir gibi..Hem getir götür işlerini yapmış oluyor hemde aldığı sorumluluk kendini iyi hissettiriyor...

Bir de komik olaylar, hoş anlar yaşanıyor haliyle...

Kalkanlara bayıldı mesela Arda..Her daim kalkanları kontrol ediyor yerli yerindeler mi diye. Meme koruyucu diye açıkladım işlevini, her daim  "koruyucun nerde?" diye gelip bakıyor, takmışsam rahat ediyor, takmamışsam bulup getirip kendi elleriyle yerleştiriyor. Bazen kendi göğsüne yerleştirmeye çalışıyor, bazen de Aylin' in veya benim kafama şapka yapıyor :)

Bir gün Aylin memede boğuşurken, Arda "Nooluyo anne?" diye sordu. "Bilmem ki, ben de anlamadım. Belki karnı ağrıyordur, belkide memede süt bitmiştir" dedim. Yüzünü en ciddi ifadesine büründürerek "Üzülme bebek, baba sana merketten süt alır!" dedi, koptum! :)

Bir akşam Aylin yine memede, Arda da her zamanki gibi tepemde. Birden Aylin'in kafasını yalamaya başladı, "Napıyorsun oğlum? diye sordum,
"Aylin'in kafasını yalıyom anne"
"Neden?"
"Bilaz tadı çok güzelmiş ama anne!"

Bir de hastanedeki hemşireler gibi bir güzel meme ucunu tutup Aylin' in ağzına yerleştiriyor ki bu çok acayip. Aynnı ustalık ve çeviklikle hop diye kavrayıp veriyor memeyi kardeşine :) Ah tabii, bir de akıl veriyor annesine, yol gösteriyor: meme ver anne, istemiyor anne, karnı doymuş gazını çıkart anne, kakasını temizle anne diye...

Ara ara Arda' nın bebekli hayat üzerine incilerini yazmak üzere...bir adet emzikli foto!!!

3 Temmuz 2011 Pazar

Süt kuzular uykuda

Arda 1 ay 6 günlük...




Aylin 1 ay 3 günlük...

2 Temmuz 2011 Cumartesi

5. yıl

Bugün mühim bir gün...
Bu sene 5 bitiyor...
Yine kutlama yok...Zira yine kucakta bir bebe var :) Tıpkı 2. senemizdeki gibi...
Olsun kutlama yapmadan kutlamaya alıştık biz...
Bu akşamda bebeleri uyutur, esneye esneye muhabbet ederiz, belki 1 kadeh şarap içerim, sonra Aylin totisi uyanır ve emzirmeye yollanırım...
Böyle de güzel, böyle de keyifli...Nice senelere toti kocacım!!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...