21 Ekim 2010 Perşembe

Anlat evladım...

3 yaşına kadar işaret parmağıyla bir şeyleri "ıh ıh" diye göstererek derdini anlatmaya çalışmış, 1,5 yaşında papağan gibi konuşan abisinin ardından 3 yaşını devirdikten sonra "eh lütfen" dili açılmaya başlamış e haliylede anasını illet etmiş, derdini anlatamadığı için kendisi de epey asabi bir şahsiyet olmuş olan bir ananın, "kesin bana çekti" serzenişlerine inat, çok acele etmese de konuşma konusunda kendince büyük adımlar atıyor Arda Toti' si...
2 yaş sonrası kelime tekrarları ile start alan konuşma macerası şimdi 4 kelimelik basit cümlelerle sürüyor, derdini anlatıyor, ne istediğini ne istemediğini açık seçik ifade ediyor. Çoğu zamanda bildiği kelimeleri aralara serpiştirerek motorize bir şekilde anlamadığım bir şeyler anlatıyor, kalakalıyorum..Makara gibi bıdır bıdır birşeyler anlatıyor, sıralıyor, kendince uydurduğu kelimeler ve arada anlamlı kelimelerle destan yazıyor, acayip mimiklerle, hayret ifadeleriyle, kaşları çata çata yada üzgün ifade takınarak.."Yaa öylemi olmuş? Hay allah!" diyorum..."Yaaa!" diyor ellerini yanlara açarak. (Valla öyle oldu ama çare yok! der gibi)
Bazen de anlatıp anlatıp, gülme efekti yapıyor, "hehehehehehe" diye, bi de "komik!" ekliyor sona. O zaman "Ahh gerçekten mi? Hakkaten komikmiş!" diyorum, diyaloğa katılıyorum ama pek bir şey anlamıyorum :)

Ben ufakken annemin cüzdanını karıştırmaya bayılırdım, en sevdiğim köşede, katlanmaktan hafif yıpranmış bir sarı bir kırmızı iki tane kağıt olan bölümdü. O renkli kağıtlarda benim ilk söylediğim yada komik olarak söylediğim kelimeler yazardı, yanlarında açıklamaları ile..Oturup her seferinde aynı iştahla okur, güler, annemi aynı biteviye sorularımla bunaltırdım...Şimdi yazarken düşündüm de abime ait öyle bir kağıt yoktu, 2 kağıt da benimdi. Demekki ben 3 yıl sonra konuşunca o kadar sevinmişki annem, olayı kaydetmeye karar vermiş!! Yada abimin hızına yetişemeyip onunkileri kayıt altına alamamış, ben gayet yayarak ilerlediğim için oturup yazmaya fırsatı olmuş! :)
Bu kağıtları umarım bulurum, scanleyip buraya koymak müthiş olur! Neyse diyeceğim o ki, devir değişti, ben de burada yazayım bazı hoşuma giden kelimeleri...Bu blogların 20 yıl sonra ne olacağından biraz şüpheliyim ama zaten oturup kağıtlara yazsam da annem gibi onları 30 yıl cüzdanımda veya herhangi bir yerde saklayacak kadar düzenli ve arşivci bir ruha sahip değilim...Ama ne yalan söyleyeyim, o kağıtlardaki kelimelerimi annemin el yazısı ile okumak kesinlikle buradan okumaktan bin kat daha anlamlı ve güzeldir...
Gelelim Toti' nin "top 10" una: (benim favoriler)
Kolaka: koala
Donus : domuz
Simoli : Süleyman Bey (kapıcımız)
Lebeden : merdiven
Geli geli : gel gel
Ulu: uyu!
Ulan : uyan!
Kardana : kardanadam
Kırsımı : kırmızı
veee en favorim:
Halay şipenk : havai fişek

Diyaloğumuzun artacağı, bilgiç bilgiç konuşup beni hayretlere düşüreceği günleri iple çekiyorum :)


Fotolar tastamam geçen seneden. İştah 10 numara olan 12.10.09 tarihli, banyo rehaveti 01.10.09 tarihli.

6 Ekim 2010 Çarşamba

Tatil hurca girdi..!


Üzerinden zaman geçince yazmayı planladıklarımın tadı kalmıyor. Ha bugün, ha yarın derken, aman fotoğrafları ayıklayayım da öyle yazayım derken tatilin üzerinden zaman geçti ve şimdi içimden pek de tatil yazısı yazmak gelmiyor..Nasıl gelsin? Hava aniden buz oldu, ev buzdolabı kıvamına geldi, totolar dondu, eller buz kesti, yorganlar çıktı alelacele, en nefret iş yazlık-kışlık devir teslimi bir akşam yemek sonrası apar topar yapıldı, gayet sallapati bir şekilde...Haliyle şu anda çalışma odası bomba patlamış gibi...Kendi evimiz olsun, çok paramız olsun, bir oda 4 duvar dolap ve raf olacak, hiç bir kışlık veya yazlık kalkmayacak, hurç denen kavram külliyen hayatımdan çıkacak...diye bekliyorum!
Bir de bu kışlık veya yazlık çıkınca, ortada bişey bulamamak bana mı mahsus acaba? Dün, geçen kış üzerine itina ile "ıtır kışlık" yazdığım hurcu çalışma odasının ortasında ters çevirip salladığım vakit, yere dökülen hiç bir nesneden memnun kalmadım ve "yahu geçen kış ne giyiyormuşum ben kuzum?" dedim kendi kendime...
Bekarken giyime kuşama para harcamaya bayılırdım, kozmetiği anlatmayayım bile...Ama evlilik sonrası ne oldu ise pahalı kozmetiği hayatımdan çıkardım, sadece göz altı morluklarımı (ki bayağı heybetliler) kapatmak için iyi birşey alıyorum, onun dışında "olay" veya "eucerin". Hesaplı, kitaplı ve bence gayet yeterliler...Neyse, giyimde de cimrileştim, eskiden cart diye ödediğim fiyatlar artık bana "oof ateş pahası yahu!" geliyor. Bir de hamilelik sırası ve sonrasında ki beden değişikliği ile beğendiğim şeylerin üzerime tam olmaması, kendimi beğenmeme ve bebek varken çarşı gezme panik atağı ile giyim kuşam alışverişide bayağı bir sekteye uğradı...Velhasıl dünkü hurçtan bir b.k çıkmadığı için üzerime karabasan çöktü, alışveriş karabasanı...

Yine tatilden nasılsa buralara geldim...Tatili anlatacaktım ben...Ama dedim ya bu soğukta, bu hurç sorunsalı ile yüzyüze iken hiç te tatil yazasım gelmedi :)

Hepi topu 1,5 haftalık tatilimiz güzeldi..Foça' da 3 kuşak, çoluk çombalak, Memo' nun çocukluk arkadaşları ile geçen 3 gece 3 gün harikaydı, Sonra 1 gün oy için Ankara' ya dönüş ve sonuç çok can sıkıcıydı, daha sonraki 1 haftalık Çeşmealtı huzur tatili ise harikaydı..Gezdik..Karaburun' a Alaçatı' ya gittik..Karaburun' a aşık olduk..Arda totisi bir melekti tatilde...Hep okuyorum bloglarda, tatilde düzeni, yemesi içmesi sapıtan çocukları...Bizimkisi bir melek oldu, 1 kere gık demedi, kriz yaşanmadı, konuşma ilerledi, uykular 10 numara gitti (bir akşam 19:30 da uyuyup ertesi gün 08:00 e kadar deliksiz uyumuşluğu var!) yemek ise 100 numara!! Son zamanlarda balığa küsen toti, balık çorbalarını, taptazecik kalamarları, mis gibi ızgara balıkları löp löp yuttu, sandalyesinin altına toplaşan kedilere hava attı: "Kedi bak, Arda mama!" dedi durdu, sonra kıyamadı, bir kendi ağzına attı, bir kedilere. Yenen balıklar yüzünden içsel bir coşku yaşayan anne ise "Yok bir şey canım, gözüme toz kaçtı!" dedi etraftakilere :)
Velhasıl...Tatil sırasında kanatları çıkmaya ramak kalan oğlum, sanırım aynen bizim gibi tatil dönüşü depresyonu yaşadı ve "başlarım kanadına, haresine!" diyerek kırmızı boynuzları kafaya taktı! :)


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...