3 Mart 2010 Çarşamba

Gri Bursa' dan havadisler

Gıpgri Bursa' dan pazar akşam döndük. Hava sürekli akşam hissi verecek derecede griydi ve yağmur hiç eksik olmadı, tabii benim için hiç dert değil zira pek severim bu havaları. Ama üzerine yarışların yapıldığı Bursa kapalı yüzme havuzunun yıllardır tadilat görmemiş hali ve kasveti, otelin eski püskü havası, üzerine de eski rakibem Bulgar kökenli N. nin de pisinlere dönmesiyle altınları ıskalamam eklenince, bir ara "ne işim var benim burda yahu" kıvamına geldim, ama bayrak yarışındaki müthiş performansımız ile çarçabuk silkinip toparlandım :)
Evet bu yarışlarda altınım, rekorum yok. 3 gümüş, 1 bronzla idare edeceğiz artık! :)
Çok keyifli bir seyahat oldu, Cuma yola çıkıp pazar akşamı döndük, maaile; Anane, babaanne, büyükbaba, dayı, Bilge, Ekin. Dönüşte Banu' larla peşpeşe seyahat edip, Eskişehir civarında çiğbörekçide beraber mola verince en cümbürcemaat halimize ulaştık ve uzun bir masa donatıp çoluk çombak "çibörek" leri midelere indirdik.
Arda genel olarak çok uyumluydu, bir iki kere tribünde ben yarışa giderken "Anneeeaaa, bırakma beniieeaaa!!" (son iki kelime ardaca) tarzında ufak çaplı krizler oldu ama o da pek normal. Bazen ayrı takıldık, ben takımla hareket ettiğimde babası ve babaannesi ile otelde kaldı, rahatça kahvaltılarını edip sonradan geldiler yanımıza, veya annane ile onun çocukluk arkadaşı Ayşen teyzenin evine gittiler, orda Ayşen Teyze' nin torunu Şan ile oynadı, boğucu, nemli havuzdan biraz uzaklaşmış oldu.
Bazen tribünde kuzen Ekin ve Mira ile oyalandılar; 3 cücenin kıtlıktan çıkmış gibi 2 paket çubuk krakeri 10 dakikada tarumar etmeleri, Ekin'le Arda' nın el ele tribünlerde dolaşmaları ve en son çiğbörekçide Mira ve Arda' nın çekingen gülümsemelerle birbirlerini öpmeleri süper karelerdi, fotoğraflayabildim mi? Hayııırrrrrrr!!! Maalesef bu yolculukta foto açısından basiretim bağlandı.. Çok az olan fotolardan flu olanları da ayıklayınca elimde 3-4 tane "ehhh" fotoğraf kaldı.
Bu arada Banu' nun blogunda değindiği gibi "Türkiye' de sporcu olmak, futbol dışında bir sporda varlık gösterebilmek için çabalamak, muhteşem eğitim sistemimizle amatör spor nereye kadar ve nasıl gider, sabah akşam antreman yapılarak nasıl her sene ikmale kalınır, ÖYS vakti gelince nasıl da yılların birikimi lööp diye çöpe atılır" konulu bir post yazmakda aklımın bir köşesinde, not ettim!
Son olarak curcunadan dolayı kestane şekeri almayı unuttuğumuzu evde bavulları açarken farkettim. Bi de iskender dışında dünyayı yedik :)

5 yorum:

Nur dedi ki...

ankaradaki masterlar yarisi kadar senlikli olmamis bu yarislar galiba. ama en onemlisi, azmini ve enerjini cok takdir ediyorum itircim. durmak yok, yola devam!!

Tanya's dedi ki...

Hah..yetmedi bu postu da okudum..benim gençliğimde havuz yenidydi..25 yıl önce yani hahahyt..futbol harici hiç bir spora para yatırlımadığı için iyi ki havuz kafanıza gecmemiş..bu yarışların en şahanesi istanbulda olur belki...ay heyecan yaptım şimdi...

Itır dedi ki...

Bilmem mi o zamanlar bende yüzüyordum, gayet de büyük gelirdi mesela o havuz bana! :) Çok anım var Bursa' da, o havuzda! Yıkılıyormuş ama duymuşmuydun? bizim yarışlar sonmuş, sanırım şehir dışına yeni bir 50 lik havuz yapılacakmış..

Tanya's dedi ki...

Itırcım,

Sehrin dışındaki havuzu biliyorum ama zaten o da olmasa bakımsızlıktan yıkılır havuz..ben şimdi dün heyecan ile derecelere yarışlara baktım..sen 74lü bense 70 liyim..uzun bir süre aynı yaşta yüzemeyeceğiz ama olsun...havuzda kikirdeşiriz bizde yahu...

Itır dedi ki...

Tabi ayol, tribünde kulis yapmaktan zevklisi varmı?? :-)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...