27 Eylül 2009 Pazar

dodo kuzen uf oldu! :(



Bu hafta sonu kötü bir olay yaşadık. Sevgili Dodo kuzen bayramdan beri iyi değildi, gittikleri Foça' dan tatsız dönmüştü, yediklerini çıkarıyordu, ara ara ateşi yükseliyordu ve güleç yüzü solmuştu. Doktoru boğazı şişmiş, virütik bir şeydir herhalde, antibiyotik verelim ve takip edelim dedi kontrolden sonra. Ateş Calpol-Ibufen ikilisi ile düşürüldü, antibiyotiğe devam edildi ama her daim iştahlı olan Doruk kuzunun iştahı bir türlü eskisine dönmedi, bir şeyler yemek istese bile hemen çıkarıyordu :(
Cuma günü durumdan şüphelenen Dr. u minik kuzuyu Hacettepe acile yolladı ve çekilen röntgen ile Dodo' nun pil yutmuş olduğu ortaya çıktı!!! Meğer zavallı dodocuk yemek borusunda takılı kalan yassı bir pil ile duruyormuş kaç gündür! :(
Endoskopi ile pil alındı ama kaldığı yere tahribat yaptığı anlaşıldı, o yüzden minik kelebek şu an annesinden ayrı hastanede yatıyor :(( Herkese büyük bir şok oldu, hepimizin günlerdir o sıkıntıları çeken Dodo'cuk için içi parçalandı, hastanede yalnız yatmasını ise yürek kaldırmıyor ama elden bir şey gelmiyor :(

Ama doktorların da demiş olduğu gibi daha kötü şeyler olmamış olması, p.tesi günü inşallah taburcu olacak olması teselliler..Dodo kuzene burdan acil şifalar diliyoruz, eski neşesine ve iştahına kavuşması için dualar ediyoruz. Arda Totisinin biricik kuzeni, akıllı bıdık Dorik seni çoookkk seviyoruzzzz :)

26 Eylül 2009 Cumartesi

kısa kısa

Yaz tatili dönüşü hafif bir depresyon yaşanıp, Ankara' ya ve eski hayatımıza yavaş yavaş alışırken bir baktık zaman uçup gitmiş yine. İstediğim kadar sık bloga yazamamdan ötürü de kafamda olan bir yığın şey yazılmayı beklerken düşüncelerimde düğümlenmiş kalmış.
O yüzden kısa kısa havadisler verelim..

--Aslında hiç bu post ta yer almayı haketmeyen, hiç te minik bir havadis olmayan bir şey oldu tatil dönüşü: ARDA TOTİSİ YÜRÜMEYE BAŞLADIIIII !!! :))
11 Eylül Cuma günü, daha önceki günlerde halıda babası ile benim aramda bir kaç adım atan Toti, birden bir yay çizip farklı bir rota üzerinde, yüzünde şaşkınlık ve sevinç karışık heyecanlı bir ifade ile oyuncaklarına doğru seyirtti! Çok heyecanlı, komik ve güzel bir andı, kaçırmadığıma çok seviniyorum!

--15 aylık kontrolümüz için Emel Hanım' a gittik (15 Eylül günü). Emel Hanım çok iyi buldu genel durumunu.
Boy: 82 cm
Kilo: 11.220 gr
Baş çevresi: 48.2 cm
Bu kontrolümüzde genel olarak emzirme ve bizim yatağa gelmesi ile ilgili konuştuk. Çok detay yazmayacağım ama konuşmanın sonunda ve Emel Hanım ın dedikleri doğrultusunda kendimi çok germiş hissettim, sanki gereğinden fazla dert ediniyormuşum gibi hissettim bazı konuları.. Bilemiyorum tabi her çocuk, her anne, her yaklaşım farklı. Emel Hanım için doğru olan şey benim içinde doğru olacak diye bir şey yok ama şimdilik bazı düşüncelerimi askıya aldım. Sanırım bir süre daha emzirmeye devam edeceğim..Yatak konusu ise çözmek istediğim ama nasıl yapacağımı bilmediğim bir husus. O yüzden ertelenmeye mahkum gibi :) Hani altından nasıl kalkacağını bilemediğin yada üşendiğin şeyi hep ertelersin ya; tıpkı ders çalışırken "Ayy neyse bir saat sonra başlıyayım, aa ne çabuk geçti, ben en iyisi yarın çalışayım" diye ötelediğimiz gibi işte :)
Kontrol sonunda suçiçeği aşısı oldu Toti kuş ve yine her zamanki gibi hepimize bol bol saydı, sövdü!! :)

--Son olarak bendeniz yine belimi sakatladım, yıllardır uyuklamakta olan bel fıtığım silkinip kendine geldi ve "Baak ben burdayım, naaber?" diye güzelce bir yokladı. Totodan Voltaren iğne yiyerek atlattım, aslında tam atlatmışda sayılmam hala bir hissettiriyor kendini. Havuza da gidemedim tabii. Bakalım yarışlarda napacağım? Çaktırmadan 60 yaş kategorisine mi girsem acabaaa?!?! :)

20 Eylül 2009 Pazar

yaz tatili - II. bölüm



Tatilimizin üzerinden tam 2 hafta geçti ancak yazabiliyorum!! Bu aralar hiç bir işe, hiç bir şeye yetişemiyorum, bir de yeni bilgisayar gelince, onu kurcalamakla ve alışmakla geçti günler.
Her sene gittiğimiz Datça seçeneği bu sene bir takım sebeplerden dolayı baştan elenince ortada kalmış, kara kara "Ne yapacağız biz bu sene?" diye dertlenirken, bir gün ofiste Gülgün Hanım' ın "Ortakent Yahşi tam size göre, Toti' yle acayip rahat edersiniz. Orada Vira's otel var, yemekleri de harikadır!" demesi ile aniden bu seneki rotamız belli oldu. Ben Gülgün Hanım' ın anlattıklarını kafada süzgeçten geçirdim, beğendim, önce Baba Toti' yi ikna ettim, ardından da Anne-Babalarımıza teklif ettim. Hep beraber keyifli olacaktı, hem 2 tarafında belli bir programları yoktu ve arayış içindeydiler...Anne-Babaların da dahil olmasıyla kalabalık bir aile olarak yapacağımız tatilimiz biçimlendi. Arda' nın ilk tatilini Anane-Babaanne ve Dedeleri ile birlikte cümbür cemaat geçirmesi de bence harika oldu!! Aslında il tatilini geçen sene 2,5 aylıkken Datça' da yapmıştı ama pek bir şeyin farkında olmadığı için sanki bu seneki tatilimiz ilk yaz tatili gibi oldu; ee tabi kumsalda kova-kürekle oynamadan yaz tatili mi olurmuş?? Geçen sene kuma elini bile sürmemişti! :)
29 Ağustos günü akşam geç bir uçakla Totiler şeklinde Bodrum' a doğru yola koyulduk. Büyükler araba ile gündüzden yola çıkmışlardı. Neredeyse gece yarısı idi Yahşi' ye vardığımızda, etrafı göremeden odamıza yollandık. Ertesi sabah gerçekten çok güzel bir yere geldiğimizi gördük. Deniz Datça' yı aratmayacak güzellikteydi, otelimizdenizin dibindeydi, sahil harikaydı ve yemekler nefisti. Toplam 8 gün kaldık Vira's otelde. Çok rahat ettik, günümüzün çoğunu kumsalda geçirdik, odalarımıza neredeyse yatmadan yatmaya gittik. Arda her sabah kahvaltıdan sonra kumda oynayıp, deniz banyosunu yapıp, 11 uykusunu pusetinde, şezlonglarımızın yanındaki ulu ılgın ağacının gölgesinde yaptı. İlk günler denize girmekten pek haz etmesede deniz kenarında beline kadar suda çok güzel oynadı. Son gün ise -hep öyle olur ya- denizden acayip keyif aldı ve sudan çıkmak istemedi! :)
Bitez' e, Camel Beach'e ve Ekin' in ananesinin Güllük' teki evine gittik, bu ufak çevre gezilerinin dışında canımız bir yere kıpırdamak istemedi zaten, keyfimiz yerindeydi çünkü. Arda otelin ve sahilin maskotu oldu, garsonlardan Sefa abi'yle kanka oldu, Ayşe köpeğin peşinden ayrılmadı, sahilde alman bir arkadaş bile buldu kendine :)
Sabahtan akşama yedik diyebilirim. Otelin yemekleri süperdi, Arda açısından hiç sıkıntı çekmedim, her öğün mis gibi çorbalar ve sulu yemekler vardı, sıpa ilk defa mantı yedi ve bayıldı! :)
Kumda bol bol bira patates yaptık, dondurmayı abarttık, gider ayak Bitez dondurmasını keşfettik ve çookk beğendik!!
Gülgün Hanım' a bizi oraya yolladığı için çook teşekkür ederiz. Tatilden bir ders çıkarttım bu arada: 1 hafta, hele çocukla olunca çok kısa..minimum 15 gün yapılmalı tatil.
Bitti :) Fotolara buyrunuz...
Bıcı bıcı..

:)

Dedem beni hep eğlendirdi :)

Yürüme alıştırmaları yaptım

Odamızdan sahile gidiş

Ohh babişle serin odamızda ne güzel uyuduk!


Babaannem kumdan kaleler yaptı, ben bozdum :)


Mantıya bayıldımmm!!!


Dizlerim kuma değmesin diye yeni bir emekleme şekli geliştirdim.

Dedeyi denize iit-tiiimm! :)


Brrr, su soğukmuş! Sarmala beni anneee :)


Şu içtikleri sarı şeyde fena gözüm var ama bir türlü tadına bakamadım!


Öğle yemeği yiyoruz.


Alman arkadaşım Hans :-)


Son akşamımız, yemek sonrası gezinti.

10 Eylül 2009 Perşembe

incek' te nefis bir gün - yaz tatili I. bölüm

Bir önceki yazıda yazdığım vede inşallah bir engel çıkmaz ve başarabiliriz diye anlattığım "Babun ile İncek projesi" hayata geçti, harika bir gün olarak belleklere kazındı. Bir gece önce Babun bizde kaldı, sabah uyanıp kahvaltımızı edip, Arda ve Selvi' yi evde oynarken bırakıp İncek TYK ya gittik. Kimsecikler yoktu, hava pırıl pırıldı, havuz müthiş görünüyordu, çimler acayip davetkardı vede...çok anlatmaya gerek yok, süper bir gün geçirdik vede benim tatilim resmen başladııı!! :)işte fotolar:

keyifffff :)
su perileri :-)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...