26 Ağustos 2009 Çarşamba

Gidiyorum buralardan!!

Gidiyorum, izne ayrılıyorum, tatile gidiyorum!! Heyyt beee! Sonunda geldi çattı o gün! Şu an iş yerimde, işlerimi devretmiş, masamı temizlemiş, arkamda soru işareti uyandıracak vede beni cepten aramalarını gerektircek HİÇ BİR ŞEY bırakmamış olmayı dileyerek bu satırları yazıyorum!!
Ofisten çıkmamıza 25 dakika var, Bodrum' a gitmeye ise daha 3 gün var. Yola Cumartesi (29 Ağu.) akşamı çıkacağız. Ben perşembe ve cumayı da izin aldım, yarın umarım bir aksilik olmazsa Babun ile İncek TYK ya gidip bütün gün havuzun başında tabiri caiz ise "mal" gibi yatacağız, iğrenç magazin dergileri okuyup boş boş gevezelik yapacağız, bira içip uyuklayacağız, uyanıp şööyle bir dalıp çıkacağız, abur cubur yiyip, yine bira içeceğizzzz!! :) Harika plan değil mi? Henüz Banun iş yerinden izin almadı ve hangi taşıt ile oraya gidip döneceğiz bilemiyorum ama bu kritik ve cevapsız sorunlar bile bence bize engel olamayacaktır...olmamalı!! Çok heveslendim, hayal ettim, yarın aynen yukarıda yazdığım gibi gitmeli :)
Cuma ise havuza gider antreman yaparım, sonra tatil öncesi biraz bakım, ağda-pedikür filan vede akşamüstü Toti yi alıp uzun zamandır görüşmediğimiz oyun grubumuz Defne ve Irmak ile görüşürüz diye düşünüyorum.
Böylece tatil öncesi 2 günü biraz kendime ayırıp, Selvi' ninde olmasından faydalanıp Arda ile yapamadığım şeyleri yapmayı planlıyorum. Cumartesi ise tüm günümüz var hazırlanmak için, baba Toti' nin de yardımıyla bavulları yapar, akşam havaalanına doğru yola çıkarız. Tek sevmediğim şey uçağın gecenin 22:30 unda olması. Bir kez daha böyle geç uçmuştuk, Arda zorlanmıştı, uçağı beklerken çok uykusu gelmişti ve havaalanında zapt etmek zor olmuştu.
Neyse sonraa ver elini Bodrum. Gerçi bu sene Datça' ya gidemememizden ötürü biraz hüsran yaşıyorum. Bodrum delisi de hiç bir zaman olmadım, yıllardır da gitmedim ama Gülgün Hanım çok övdü bu oteli, bakalım herkes Yahşi için çok güzel diyor, önemli olan zaten biraz değişiklik ve kafa dinleme ve denizzzz, bakalım Toti bu sefer nasıl tepki verecek denize??
Ofis kapanıyooorrrr, saat 17:59!! Anne Toti giderrr! :)

15 Ağustos 2009 Cumartesi

Toti ailesinden haberler

Yazamadım ne zamandır, hem vakit bulamadım, hem de kafamda pek bir şey şekillenmedi..Bu arada da yavru Toti tam 14 aylık oldu! Günler haftalar çabuk geçiyor bu aralar..Biraz havadis verelim:
Anne Toti Temmuz başından beri yoğun çalışıyor, genelde iş yerleri yazın rahat olur dimi? Yok, bizimkisi temmuz - ağustos koşturmaca kıvamında. Heyetler, büyük başların seyahatleri, askeri gemilerin gelmesi, ama tabii en unutulmazı Berlusconi' nin gelişi idi!! Vatanımızın kadim dostu Sayın Silvio' yu yakından görmek, elini sıkıp, ''piacere'' demek nasip oldu bendenize!! Maske gibi gerilmiş, fondötenli suratı, ekilmiş-dikilmiş boyalı saçları ve kısa boyu ile maket insan şeklindeydi, komikti...
İş dışında arada bir yüzme ile ferahlıyorum, daha çok antreman yapmak istiyorum ancak koşullar el vermiyor ve haftada 2 yi henüz geçemiyorum..Aaaa!! Unutmadan; anne Toti de 35 yaşı devirdi ayın 12' sinde! Hiç gelmeyecekmiş gibiydi 35 yaş! Çok uzaktı, çok yaşlıydı, aman tanrımdı!! Geldi işte, hiç te yaşlı değilmiş, korkunç da değilmiş, çok ta keyifliymiş ;)

Minik kuzu ise büyüyor, baldan tatlı olmaya devam ediyor.

-5 dişli bir canavar şu an kendisi, ön iki dişi hafif yamuk, haylaz çocuklara benziyor!
-Tek elinden tutunca pıtır pıtır yürüyor, bu sabah kendiliğinden 3 adım attı, bakalım ne zaman cesaret edecek benim temkinli oğlum?
-''Attaaa'' gitmeyi çok seviyor, atta deyince kapıya doğru gidip bekliyor, ''attaaa!'' diyor ve giydirilmeye daha sabırlı bir şekilde izin veriyor.
-Aydede ile aşk yaşıyor, güneşi el sallayıp gönderiyor ve aydedeyi çağırıyor. çok tatlı ve bastıra bastıra "aydedde" diyor.
-Aç, bıcı bıcı, tçişş, arda, baba, anne, dede, söylediği kemileler, kendi dilinde tabiiki çok daha zengin bir repertuarı var :)
-Yataktan ve koltuktan cok güzel iniyor. yan yan yanaşıp, ayağını uzatıyor, yere değene kadar ıhh ıhh diyerek sallandırıyor ve basınca diğerini de indirip hızla kayıyor. (Ama yinede çok dikkatli olmak lazım, bir sabah yataktan düştü sıpa, heralde uyku sersemi tam koordine olamadı!)
-Herşeyi yiyor, sağlıklı ve taze meyve sebzelerle, bol çeşit katarak beslemeye çalışıyoruz. Hamur işlerini ayırmaya başladı fakat. Makarna, börek, pilav görünce ''Maaamaaaa'' diye yırtınmaya başlıyor! :)
-Kendi yemeye çalışıyor, ellerle her şeyi mükemmel yiyor, hatta ağzına sığmayan bir şey olursa elinin tersi ile cup diye ağzına tıkıştırıyor, çatal ile biraz yardım alıyor ama gayet güzel mamaya saplayıp ağzına götürebiliyor.
-Sabahları peynirle çırpılmış yumurta, pancake, sütlü yulaf ezmesi dönüşümlü olarak iştahla yeniyor, her ne yenirse yensin önünde kemirilecek bir parça kaşar peyniri oluyor. Bazı sabahlar, ekmeğe tereyağ, ev yapımı reçel-marmelat sürüp kutu kutu kesiyorum yanında da bir bardak süt..mmmhhhh!! Annesi gibi tatlı kahvaltıcı olacak sanırım :)
-Yemek yerken, ağzını çok kibar ve tatlı bir şekilde şapırdatıyor, yemeği beğendi ise ıı-ıhh diye övgü yapıyor :) Bu arada dondurmaya ba-yıl-dııı!! :)
-Uykular hala sıkıntılı, memede uyuma ve gece 02:30 dan itibaren yanımıza gelme devam ediyor ve anne toti bu durumdan hiç memnun değil :(
-Meme ile yaşanan aşk her geçen gün büyüyor, belkide uyanmalar bu yüzden, nasıl bırakılacak bu iş bilemiyorum, bu da kafamı kurcalayan bir konu..
-Parklar bahçeler kazan, biz kepçe, sürekli bir gezinme dolanma halindeyiz, Seğmenler, Şehit Ersan parkı, Botanik, Tunalı, incek TYK, totiler gezenti vaziyette şu aralar.

Baba Toti' ye gelince:
Kendini bitkilere, çiçeklere verdi! Antalya' dan gelmiş limon ağacımız ve qumquat bitkimiz bilem var! Fidelere bakmak, bilgi almak isterseniz, herhengi bir bitki-çiçeğe nasıl bakayım? ne kadar su vereyim diye merak ederseniz, hatta baba Toti gibi sipariş edeyim gelsin derseniz buraya tıklayınız.

Eh biraz da foto bakalım, sadece lafla blog yürümez! :)






Annemin doomgünüsünü kutladık.


eşeğe bindiimm!



çimlerde tazı gibi sektim


Babamla oynadım



Annemle cilveleştim..



vede bayıldım..!! :

4 Ağustos 2009 Salı

Savulun ''Master''lar geliyor!!!

Evet efendim, bugün itibarı ile antremanlara başlamış bulunmaktayım. Ankara Üniversitesi ''Masterlar'' takımının bir parçası olaraktan bendeniz Anne Toti ''the Master'' eski zamanın moda deyimiyle ''pisinlere'' dönüyorum!!
Nedir bu Master olma durumu? Kimdir Master? Kısaca ''emekli sporcu'' denebilir. Dünyada birçok sporun master klasmanı var. Zamanında o sporu icra etmiş, bırakmış ve yeniden yapmaya başlayanlara verilen ad diye kabaca açıklayabiliriz. Yaş konusunda bir sınırlama yok sanırım, zira 60 yaş grubu bile var. Çok detay bende bilmiyorum açıkçası, çok da merak etmedim yani; yıllar sonra kurtlanan, macera arayan, yağ bağlamış, yaşlı kişilerin toplaşıp nostalji, eğlence ve e hadi biraz da spor yapma dürtüsü ile harekete geçmesi diyelim...bizim dalımızda ise klor kokusu müptelalığını da eklemeliyim ;)
Her şey facebook da master olarak yüzme hayatını sürdürmekte olan arkadaşlarımızın fotoğraflarına yorum yazmakla başladı, ''bayrak takımı kurar mıyız? İhtiyaç var, yarışlar olacakmış, aman da ne eğleniriz'' diye geyik çevirirken Elif Atamer ile feci gaza geldik, Esra Önen ile görüştük, lisans çıkarmak için sağlık raporu filan derken bugün kendimi havuzda buldum!!
29 Ekim' de A.Ü. havuzunda Masterlar Avrupa Şampiyonası olacakmış. Antreman yapıp, bayrak takımını kurup en bi kahraman masterlar olaraktan A.Ü. adına yarışacağız. Tabiki Elif'le amacımız bir yandan da bir türlü yok olamayan doğum kilolarımız vede pek sevimli göbeklerimizden kurtulmak. Ama yarışlarda -umduğumuz gibi giderse tabii- yaşayacağımız nostalji, keyif, heyecan vede takım ruhu hiç birşeye değişilmez. Keşke hayalini kurduğumuz gibi farklı şehirlere göç etmiş eski takım arkadaşlarımız da gelebilse ve tribünleri ciyak ciyak tezahüratlarımızla çınlatabilsek!!! :)

Son zamanlarda beni heyecanlandıran en keyifli olay budur. Sadece göbeğime değil ruhumun derinliklerine de ilaç gibi geleceğinden eminim....


1 Ağustos 2009 Cumartesi

Aaaaaa yorum yapilmis yahu!!! :))

Bende diyorum o kadar insana gonderdim şu sayfayi da kimse bi yorum bile yapmadi!! :)
Kendi kendime içlenip dururken, bu gece sayfaya giriş yaptığımda ''yorumları yönet-3 yeni yorum'' diye bir yazı gözüme çalındı...Ay meğer ben acemilikten görmemişim yorumları ve hatta onları yayınlamam gerektiğini de bilmiyormuşum!! Sevindirik oldum gecenin bir körü, yaşasınnn!! Yazarlara teşekkür ederim, hevesimi körüklediniz ;)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...